SURİYELİ KARDEŞİM

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

Öncelikle şunu söyleyeyim; benim sana karşı bir düşmanlığım yok, bilakis seninle derin tarihi bağlarım var. Herşey bir yana, din kardeşimsin. Benim sana husumet beslemem -bana saldirmadığın sürece- söz konusu dahi olamaz.

Savaşı Allah kimseye vermesin, zor olduğunu görüyorum, biliyorum. Fakat benim kabullenemedigim ve senin de beni anlayamadığın öncelikli konu şu: Yurdunda savaş varsa savaşırsın, yurdunu bırakıp gitmezsin. Savaşta cephe gerisine sadece kadınlar,  yaşlılar ve çocuklar gönderilir. Ama savaşın başından beri yurduma göç edenlerin içinde gençler çoğunlukta, ben bunu anlayamıyorum kardeşim. Madem zalim bir yönetim var al eline silahı; ya ölürsün ya öldürürsün. Savaşı sahil kenarlarında, kafelerde gezerek mi kazanmayı düşünüyorsun? Sakın ola bana güç adaletsizliğinden bahsetme, ben ki birçok mücadelemi az olarak çoğa karşı yapmış bir Milletin mensubuyum.

Hem ben sana git derken savaşın ortasına da göndermiyorum. Senin yurdunda Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı gibi harekatlar düzenleyerek, şehitler vererek güvenli bölgeler oluşturdum. Buraya gidebilirsin, buraya yerleşip ülkenin geri kalanı için mücadele edebilirsin.

Kardeşim; ben ülkemi çok seviyorum. Her seven kıskanır ama emin ol ki derdim kıskançlık değil. Seninle geçmişimizde güzel hatıralar olduğu gibi acı hatıralarım da var. Mesela cihan harbinde bir kısım ataların İngiliz ile Fransız ile bir olup beni sırtımdan vurdu. Sen yıllarca Türk düşmanlığı ile büyütüldün, bilinçaltında bana düşmanlık besliyorsun. Yıllarca çektiğin filmlerde, dizilerde Osmanlı subaylarını zalim, gaddar, rüşvetçi gibi gösteren sen değil misin?

Yıllarca göz bebeğim Hatay’ı kendi sınırların içinde gösteren haritalar kullanmadın mı? Hatay’ı işgal etme emellerin aklının bir köşesinde değil miydi hep? Velhasıl kardeşim ben vatanımı riske atamam. Senin içinde iyiniyetli; bana sevgi, muhabbet besleyen bir kesim olduğu kadar bana husumet besleyen ilk fırsatta beni sırtımdan vurmak isteyenlerin olduğunu da biliyorum. Sen olsan bu riski göze alır mıydın?

Hem şunu da düşünmen gerekmez mi? Senin başına bir hal geldi Türkiye ‘ye sığındın, Dünyanın neresinde bir mazlum, başı darda olan varsa Türkiye ‘ye sığınıyor. Demek ki Türkiye mazlumlar için bir sığınakmış. Ama hiçbir sığınakta sonsuza kadar kalınmaz. Tehlike geçtiyse sığınaktan çıkmalı ve evine geri dönmelisin. Geri dönmelisin ki sığındığın bu yer bundan sonra ki afetlerde de mazlumlara kapılarını açabilsin, işlevini devam ettirebilsin

2011 yılında başlayan bir savaş ve bunun sonucunda 11 yılı aşan bir misafirlik. 11 yıl… Yetmez mi Kardeşim.

Ev sahibiyim, misafire git denmez ama misafir de gideceği zamanı bilmeli, sen bilmedin. Misafir olarak geldiğin yerde ev sahibi gibi davranmaya başladın. Hatta ev sahibini rahatsız edecek davranışlardan ve söylemlerden dahi kaçınmadın. Hatta içinde ki bir kısım namussuz, kanı bozuk, ev sahibinin karısını kızını dahi rahatsız etmekten çekinmedi.

Velhasıl güzel kardeşim; yeter… Başka da diyecek bir kelime bulamıyorum.

Yeter….

(Bir notta Suriye Turkmenlerine düşmek istiyorum. Kardeşim ben ne kadar Turkiyenin sahibi isem sende o kadar sahibisin. Bu memleket senin, sen sınırlar çekilince telin öbür tarafında kalan kardeşimsin. Ister burda kal ister Suriye’ye dön. Tercih tamamen senin. Ama bana kalırsa parçalanan Suriye’de sen toprağına sahip çık ki ilerde fırsat olursa aynı Hatay gibi seni de Anavatan topraklarına dahil edelim. Halep, Bayır-Bucak ve diğer Türk ellerini. Yine de karar senin Kardeşim)

Naci aKKAYA