Bu hayat kimin? Kim için yaşıyorsunuz ve davranışlarınızı belirleyen kriterler neler?
Kesinlikle duymuşsunuzdur şu meşhur “elalem ne der” cümlesini. O kadar dilimizde yer etmiş ki, duymamak imkansız. Mahalle baskısı denilen kavramın var olabilmesinin ana endişesidir. İnsanın kendi hayatına uyguladığı bir tür otosansür. Sırf toplum tarafından kabul görebilmek için insanın kendi doğrularından hatta bazen hayallerinden vazgeçmesidir. O şunu der öyle yapma, komşu bunu der onu konuşma, bu bunu der öyle yazma, o görür yanlış anlar, buraya gitme, öyle giyinme, ayıp karşılanır onu söyleme…
Dünyaya bir kez geliyoruz. Bazen kendi istek ve beklentilerimizi göz ardı edip başkalarının doğrularına göre hareket ediyoruz. Karşımızdaki insana hoş görünmek, beğenilmek adına kendi isteklerimizden vazgeçiyoruz kimi zaman ya da o öyle istiyor diye ona göre doğru olan o ve ben doğru olanı yapmalıyım diye… Aslında farkında olmadan tutum ve davranışlarımızı başkalarının kısıtlamasına izin veriyoruz.
Bir başkası ne der diyerek çok istediğimiz bir şeyden vazgeçiyoruz, ifade etmekten çekiniyoruz, yemiyoruz, içmiyoruz, rahat hareket etmiyoruz, istediğimiz gibi davranmıyoruz yani kendi yaşamımızı kısıtlıyoruz.
Biz birilerine göre en doğruyu yapsak dahi o doğru başkalarına göre yanlış olacak ki öyle olması da normal zaten. Çünkü hepimiz farklı yollardan geçiyoruz, hepimizin doğruları ve yanlışları birbirinden farklı. Yaşantıları farklı ve olaylar karşısında verdiği tepkiler farklı.
Emin Çapa TED konuşmasında şu ifadeyi kullanıyor, suyun üzerinde yürümeyi başarsanız ‘kesin yüzme bilmiyor’ diyenler olacaktır. O yüzden insanların söylediklerini umursamayın.
Peki siz bugüne dek kendi yaşamınızda neleri kısıtladınız?
DÜNYA
09 Ekim 2025YAŞAM
09 Ekim 2025GÜNDEM
09 Ekim 2025DÜNYA
09 Ekim 2025ÇEVRE
09 Ekim 2025ÇEVRE
09 Ekim 2025ASAYİŞ
09 Ekim 2025